KURUCU: MİREG

KÜÇÜK OSMANLILAR(5 KARDEŞ)

-MOLLALAR

-NUMANOĞULLAR

-AHMETOĞULLAR

-MUTİLER

-HACULALER

BİNNETLER (2 KARDEŞ)

-ĞEZEBLER

-DİĞER BİNNETLER




MİREGLİLER

-MİREGLER

-SELİMLER

-NURULLAHLAR(ENİŞTE)

-CİNALİLER(ENİŞTE)

-SÜLEYMANOĞULLAE(ENİŞTE)



KÜÇÜK HASANLILAR (7 KARDEŞ)

-MİYASELER(CEVDETLER VE ABİŞLER)

-KEBULER-HENİLER

-SERTLİLER

-KAŞUBALİLER

-MECİTLER

-PAŞALAR

-SÜLEYMANLAR

-KİBARLAR


KÖSEOĞULLARI (7 KARDEŞ)

KORKUTLULAR (2 KARDEŞ)

-TOPGÖZLER-EYÜBOĞULLARI

-MORİLER-ESKİ KİBARLAR



KURULUŞ VE GELİŞMELER


             “Çamlıhemşin Sırt Köyünde Bosig, Mermonat köyünde Pisig, Açaba köyünde Mireg” şeklinde ifade edilen ve günümüze kadar gelen deyiş durumu bize kısaca özetler.


            Çamlıhemşine bağlı “Sırt Köyü”, yüksek, sarp, fazla nüfusu barındıramayacak bir köydü. Mireg, okur-yazar, kültürlü, zamanının devlet işlerinde görev almış bir kişidir. Mermonata bağlı “Konak” Mahallesinde Derebeylik kurulur. Devlet işlerinde Mireg’in tecrübeli olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Derebeylikte görev verilir. Ancak Mireg’in Sırt köyüne gidip Konağa göreve gelmesi zorluk çıkarır.


            Bu vesile ile Mireg’e iki yerleşim yeri teklif edilir, birisine yerleşmesi istenir. “Acaba burada mı yerleşsek yoksa diğer tarafta mı” düşüncesi, bir süre kararsızlığa sebep olur. Sonunda karar verilir, bugünkü köy merkezine yerleşilir. Bu sebeplerden dolayı da köyün ismi “Acaba” olarak kalır. Mireg’in, Sırt köyünü terk edip Açabaya yerleşmesine Bosig Karşı çıkar, fakat Mireg kesin kararlıdır. Yanına aldığı beş kişiyle köyü kurar. 


 KÖYÜN KURUCULARI


1-  MİREG(MİREGE-MİREGLİ-Aras,Aktürk,Arıcı):


            Mir Ağa anlamına gelir. Onun soyundan gelenlere “Miregli” derler. Maddi durumu çok iyi, kültür seviyesi yüksektir. 9 Tane çocuğu dünyaya gelir, ancak hastalık yüzünden erkek çocukların biri hayatta kalır. Bunun yanı sıra kızları vardır. Mireg çok çalışkan ve zekidir. Keşifçidir. Kaçkar Dağlarında “Nallı Aşıt” denilen, katırların da Yusufeli’ne aştığı Aşıtı O keşfetmiştir ve O boğazın ismi halen “Mireg Aşıtı” olarak yerli bölge halkı tarafından bilinmektedir.


            Mireg ve Açabalılar Yedi yaylaya (bugün bir çoğuna gitmeseler de) ortaktırlar. Kaçkar Yaylası, Kavron Yaylası, Parakçur Yaylası, Ceymakçur Yaylası, Ayder Yaylası, Avusor Yaylası bilinenlerdir.


            Mireg Kaçkar Yaylasını tercih etmiştir. Bugünkü “At Meydanı” dediğimiz  düzlüklerde atlarını kimi salıvermiş kimi de tezdirmiştir(4 nala koşturmuştur). “At Meydanı” ismini de O vermiştir. Mireg bugünkü Mireg bahçesi dediğimiz mevkide Yaban Domuzu saldırısına uğramış ve hayatını burada kaybetmiştir. Mezarının bugünkü “haçtur” dediğimiz mevkide olduğu tahmin edilmektedir. Evinin bölünmüş yarısı “Selim Aktürk’ün(Dede) evine kullanılmıştır.




2-  BİNNET (BİNNETLİ-AKTURAN):


            Binnet, Miregin bacısının veya kızının eşidir. Oğlu olduğu da söylenmektedir. Ancak son ihtimal zayıf olarak kabul edilmektedir. Köyün ilk kurucularındandır. Bedenen güçlü olduğundan Mirege yardımcı (faydalı) olmuştur. Binnetin iki oğlu olmuştur. Köy yerleşimindeki evi, Miregin evinin yanıdır. İlk Binnet evi, bugünkü Hakkı Şinasi Akturanın evinin olduğu yerdir. Ancak Halil Akturan’ın evinin yerinde olduğu da söylenir. Binnet sopyundan gelenlere Binnetli- Binnetoğlu derler.Bugünkü “Akturan” soyadına sahip aileler bu soydan gelir.




3-  KÜÇÜK OSMANLI(KÜÇÜK OSMAN-Küçük,Kandemir,Şimşek):


            Fazla iri yapılı olmadığından “Küçük Osman” demişlerdir. Köyün ilk kurucularındandır. Mireg, Küçük Osmanı yanına alarak, hem kendi işine yardımcı olmasını sağlamış hem de kızlarından birini vererek hısımlık yapmıştır. Dört oğlu  olduğu söylenir. Bir kızını da Binnetin oğlu ile evlendirerek hısımlık yapmıştır. “Küçük Osmanlı Ayşe” diye bilinen bu nineden dolayı Binnetler Bölünmemiş arazilerde Beşte bir hisseye sahiptirler.


            Günümüzde soy ismi “Küçük, Kandemir ve Şişmek” olanlar bu kabileden gelmektedir.




4-  KAÇONA(KÜÇÜK HASAN-KÜÇÜK HASANLI- Liman, Taşkın):


            Köyün ilk kurucularındandır. En eski evi Halil Liman’ın evi’nin yanındaki boş ocaklıktır. O eski eve ait yazılı baca taşı Yunus Taşkın’ın yeni evindeki ocağa kullanılmıştır. Üzeride tarih ve Osmanlı Türkçe’siyle yazılı metin mevcuttur. Ufak ve zayıf yapılı bir dede imiş, evlendirilmiş fakat bu adamın çocuğu falan olmaz arazileri bize kalır demişler. Ancak Küçük Hasan’ın yedi tane oğlu olmuş ve beklentiler boşa çıkmış. Koçana takma ismidir.




5- KORKOTLU(KORKUTLU-Garipoğlu-Eyüboğlu-Kibaroğlu-Selvi(Topgöz

            Köyün ilk kurucularındadır.Üç kardeş olan Korkut’un oğullarından Eyüp, yukarki köye çıkar ,Garip ise bugünkü Yusuf Biryıldız’ın yerinde kalır. Kibaroğlu ise Tasu’da yerleşir ancak zamanla  erkek kardeş Ahmet 1.Dünya savaşında şehit olunca ocağı kız kardeşine miras kalır.Eyüpoğluların bir kısmının soy isimi liman’dır.




6-  KÖSEOĞLU:


            Köseoğlu’da köyün ilk kurucularındandır.Çeşitli hastalık v.b. nedenlerden dolayı onların nüfusunda da Mireg gibi bir çoğalma olmamıştır. Köydeki arazi durumuna bakınca diğer akrabalar kadar mal varlığı olduğu görülür.


ŞEHİTLERİMİZ


1-  Mustafa BİNNETOĞLU

2-  Emin BİNNETOĞLU

3-  İsmail BİNNETOĞLU

4-  Mehmet BİNNETOĞLU(Katılmış, savaş alanını terk etmiş)

5-  Yusuf-Molla Yusuf (Selimlerden)

6-  İbrahim (veya Omed=Ahmet) Miyase (Cevdetlerden Çanakkale de şehit olmuş)

7-  Mustafa KİBAROĞLU (Korkutlulardan)

8-  Ahmet NUMANOĞLU (Savaş alanını terk etmiş)

9-  Ali CİNALOĞLU

10- Yusuf KAÇONA

11- Mecit TOPGÖZ

12- Yakup HACULA

13- Maksut SÜLEYMANOĞLU

14- Molla TEVFİK

15- Hüseyin NUMANOĞLU

16- Molla Ali ( İstiklal Savaşı)

17- Şaban KAÇONA


            Yukarıda isimleri yazılmış olan dedelerimizin çoğu Sarıkamış Harekatında, bir kısmı da diğer savaşlarda Şehit olmuşlardır. Rahmetle anıyoruz. (Sarıkamış haricindekiler parantez içerisinde belirtilmiştir)


 TARİHİ OLAYLAR


1-  KÖSEOĞLU OLAYI:

            Derebeylik zamanında, Sıçanoğlu Derebeyi olduğu sırada Açaba Köyü haricindeki köyleri etkisi altına alır. Açabayı etkisi altına alabilmek için köyde Köseoğlundan faydalanıp, köyün ileri gelenlerinin pusuya düşürülmesine zemin hazırlarlar. Ancak Köseoğlunun  hilesi fark edilir. Köylü tarafından öldürülür. Çocuğunu ise Cinaliler Mısırların içinde saklarlar. Nesilleri o çocuktan türenir.


2- 1968 YANGINI:

            Güz döneminde 4-5 yaşlarında olan Mustafa Aras, evden derone den otluk almağa çıkarken, gaz yağı fenerinden ateş alan “ısır otları” birden alevlenir. Söndürmeye fırsat kalmadan yayılır ve yangın köyü sarar. Miregli evinden çıkan bu yangın sonucu, yaklaşık 17 ahşap ev, 14 serinde(serender=Nalya) yanar. Yangının tek tesellisi de  herhangi bir can kaybı olmamasıdır.


3-  1983 AFETİ, ŞİDDETLİ FIRTINA:

            Şiddetli yağmur sonucu Bucak, Akbucak ve Uğrak Köyünde çok heyelan ve hasar oluştu. Köy yolları tamamen kapandı. Evler heyelana karıştı. Ama bu felaketin tesellisi olmadı. Çünkü can kaybı vardı. Ak bucak köyünde 11 kişi heyelana karışarak vefat etti.(Rahmetle anıyoruz).



 TARİHİ KALINTILAR

DEĞİRMENLER

  

            Değirmenler, değirmen kapı mevkiinde köyün kurulmasını takiben kurulmuştur. Zamanın Açaba ,mermanat bağlantı yolu üzerindedir. Her kabile kendine ait bir değirmen yaptırmıştır.Irmak boyu sırasıyla değirmenler ve isimleri:

      


            1-  MİREĞLİ

            Boğazlı tahtadan yapılmıştır. Şu anda enkazı mevcuttur.Korunması lazım.Bilinen ortakları:soy isimi; ARAS, AKTÜRK, ARICI, CAN, BALKESEN, olan ailelerdir.

            2-  KÜÇÜK OSMANLI

            Yıkılmak üzeredir. Diğer bir adı yeni değirmendir. Çünkü yakın tarihe ahşap yerine biriket taşından yapılarak bu isim verilmiştir. Bilinen ortakları soy ismi; KÜÇÜK, KANDEMİR VE ŞİMŞEK olanlar ile beşte bir hisse olarak Akturan olan ailelerdir.

            3-  KORKOTLU

            Şu anda sel tamamen sürmüştür. Sadece değirmen taşları mevcuttur. Bilinen ortakları: EYÜPOĞLULAR, SELVİLER, BİRYILDIZLARDIR.

            4-  KÜÇÜK HASANLI (KAÇONA):

            Sağlam olarak muhafaza edilen tek değirmenimizdir. Basit bir tamiratla faaliyete geçebilecek durumdadır. Bilinen ortakları, soy ismi: Liman (Tasu tarafı) ve Taşkın olan ailelerdir.

            5-  BİNNETLİ:

            Şu anda ocaklığından başka hiçbir kalıntısı yoktur. Binnetlerle Köseoğlularının ortak olduğu söylenir. 


 KİREMİT OCAKLARI

            Kiremit Hane mevkiinde bulunmaktadırlar.  Günümüzde sadece Hakkı Şinasi AKTURAN ın arazisindeki kiremit ocağının yapısı bellidir. On metre güneyinde Selim Aktürk’e ait Kiremit Kurutma Atölyesi halen mevcuttur. Tabii bakımsız bir vaziyettedir.


            Bunun dışında dört tane daha kiremit ocağı vardı. Fakat bunlardan açıkta hiçbir kalıntı yoktur.Bu kiremit ocaklarının faal olduğu zamanlarda çok sayıda kiremit yapılırdı. Bu kiremitlerin bir kısmı da komşu köylere satılırdı. O zamanlarda Açaba kiremitleri en kaliteli kiremit olarak nam yapmıştı.  


 MISIR KURUTMA FIRINI


            Toplanan taze mısırların öğütülecek hale gelmesi için  çemoğoz da fırında kurutulup işleme tabi tutulduğu bilinmektedir.  Bu mısır kurutma fırını, 1970 yıllarında bozulup su deposuna dönüştürülmüştür.    



ESKİ EVLER VE KONAKLAR




1- AHMET LİMAN ‘IN EVİ


En eski evlerden biridir. Akbucak köyündeki Abişoğlu evi bucak köyüne taşınmıştır.


2- NURETTİN KÜÇÜK ‘E AİT ESKİ EV


Bu evde yine köyün en eski evlerinden biridir.


3- İSMAİL HAKKI KÜÇÜK ‘E AİT EV


4- MAHMUT YENİGÜN’ E AİT KONAK


Büyük dedesi Mustafa tarafından yaptırılmıştır.   Yapım tarihi 1900 yılları civarıdır. Yontma  karataştan ve ahşaptan yapılmıştır. İçinde karataş fırını vardır her taşına bir kırmızı lira ödendiği söylenir.


5-NUMANOĞLU YUSUF AĞA KONAĞI


1900 lü yıllarda yapılmıştır. Bakınsızlık yüzünden harabeye dönmüştür.




E.                  ESKİ OCAKLAR VE MEZAR TAŞLARI


Köyün en eski ocağı şu  an Yunus TAŞKIN ın evinin ocaklığında bulunan ocak taşıdır..Resimler bölümünde bu taşın ve köy mezarlığında bulunan eski mezar taşlarının resimlerini görebilirsiniz..


           TARIM


            Köyümüzdeki verimli topraklarda; mısır, fasülye(lobiya), lahana, armut, elma, ceviz, fındık, kestane, kabak, hurma, karayemiş yetiştirilir ve kışlık olanları kurutularak serenderlerde muhafaza edilerek temel gıda ihtiyaçları giderilirdi.


            Ekmek ihtiyacı tamamen mısır unundan karşılanırdı.


            Ağaçlarda peteklerle bol miktarda bal üretilirdi. Birkaç petekten oluşan ağaçlık alana MEŞE denilirdi.


            Hayvan yiyeceği olarak çayırlıklar oluşturulmuştu.


            Köyün tarım alanları toplu olduğundan mısır tarlaları köyün etrafını çevirir gibi ferahti edilmişti ve böylelikle domuzların ekinlere zarar vermesi engellenmişti. Eğrelti otu ve ağaç yaprakları(ÇAÇA) toplanarak hayvanların altına serilir ve ekin alanları için doğal gübre üretilirdi..




            HAYVANCILIK


            Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık yaygındı, hayvanlar yaz dönemi 3 ay KAÇKAR ve HUSER yaylalarında otlatılır ve barındırılırdı. Sıcaklık arttıkça ve ot azaldıkça hayvanlarda daha yükseklere çıkarılır ve bu konaklama yerine YUKARKİ YAYLA aşağıdaki konaklama yerinede AŞAĞIKİ YAYLA denilirdi.


            Yaz döneminde tosunların ineklerden ayrılarak otlatıldığı alanlara ÖKÜZ VARNAĞI denilir ve tavlanmaları sağlanırdı..Yaylalarda yağ ve kolo peyniri, minci üretilir kışın katık ihtiyacı karşılanırdı.


            Her evde en az 10baş süt ineği bulunurdu. Hayvanlar yayladan inince kışlık bir besili hayvan kesilir ve kavurma yapılırdı. Kaymak, yoğurt, ayran, sızma, yağ, peynir, kavurma, minci başlıca hayvansal ürünlerdir..




            GURBET


            Bütün hemşin köylerinde olduğu gibi köyümüzdede gurbetçilik 1800 lü yıllarda başlar. Bu tarihlerde başlaya gurbetçilik Rusya(urus) Prusya (purus), Polonya gibi doğu avrupa ülkelerine gerçekleştirilirdi. Bu çalışma ve ilişki 1914 yılında kısıtlanıp 1918 yılında tamamen bitmiştir. Rus ihtilaliyle biten bu ilişki, 1960lı yıllarda batı avrupa ülkeleri ve başta Almanya olmak üzere yeni bir gurbetçilik akınını başlatmıştır. 1918 deki gurbetçiliğin sona ermesiyle köylerine dönen hemşinlilerin meslekleri genelde Ekmek fırıncılığı ve pastacılık olduğundan bu tarihten sonraki dönemlerdede FIRINCILIK ve PASTACILIK kültürünü türkiye geneline hemşinliler yayarlar. Günümüzde bile pastacı ve fırıncıların çoğunluğunun Hemşinli olmasının nedeni budur.


            Rusyada gurbetçilik yapanların çoğu kazancını altın olarak biriktirir ve köyünde zengin sayılırdı. Köyümüzdeki örnekleri çoktur.


            Köyümüzde gurbetçilik 1940-1986 yılları arasında para kazanıp kazancıyla  köydeki ihtiyaçlarını karşılamak için yapılırken 1986 yılından sonra hızla başta Ankara olmak üzere büyük şehirlere göç başladı, köyün nufusu azaldı, tarım alanları orman oldu, yaylalar boşaldı, hemşin kültürü yavaş yavaş yokolmaya başladı..


            Göç eden köylüler ilk hedef olarak kiradan kurtulmak için ev sahibi oldular. Şehirde yetişen gençlerimize köylerindeki gelenek  görenek ve kültürleri öğretilmedi. Düğün nişan  ve yayla şenliklerinde ve evlerdeki kültür dayanışmasının yerini şehirdeki kahve kültürü işgal etti.. Bu olay halen devam etmektedir.


            Bugün kültürlü gençlerin yapması gereken biraraya gelip kaybolan kültürün ve geçmişin tamamen silinmesini durdurmak gelecek nesillere köy ve hemşin değerlerini öğretmesi zaruret etmektedir.


            Gurbetçilik ederek Rusyaya yerleşenler; Raşit BİNNETOĞLU;sivastopal, Kadir AHMETOĞLU; Orhan ŞİMŞEK in dedesi, Kadir EYÜBOĞLU; Komunist Parti Yöneticisi, Mustafa EYÜBOĞLU; Kadir EYÜBOĞLU nun kardeşi.